
Ekşi Siyaset olarak gazeteci, yazar halihazırda CHP milletvekili olan Tuncay Özkan ile zirve gerçekleştirdik.
- Daha önce birçok vekil ya da siyasi yazarlar ile görüşme fırsatımız oldu. Belki de geçmişindeki acı tecrübelerden kaynaklı bir güvensizlik var insanlara karşı. Makro konulara dair birçok sorumuza üstü kapalı cevaplar verdi. Kendisi ile alakalı mikro konularda sorulan sorulara cevap vermesi ya da ne şekilde vermesi zaten siyasi iklimi çok etkileyen unsurlardan değil. O yönden haklı bulabiliriz kendisini.
Kanaltürk’ün hikayesini ilk ağızdan bütün detaylarıyla anlatan Özkan, bu süreçte medya organının aciz duruma düşürülene kadar birçok koldan baskı altında kaldığını aktardı devlet tarafından. Reklam vermek isteyenlere mâni olmaktan tutun da şirketin elektriklerinin kesilmesine kadar birçok detay aktardı.
Meşhur fişleme listesini barındıran kriptolu flash bellek de konuşulmadan geçilemezdi. O vakitte bu bilgileri çözebilecekleri bir durumda olmadıklarını, bu sebeple söz konusu flash belleği ilgili mercilere ilettiğini aktardı bizlere.
Cumhuriyet mitinglerinin yarattığı asıl etkiyi olumlu ve olumsuz anlamda cezaevinde kendisine gelen mektuplardan anlamıştır Tuncay Bey. Bu süreçte toplumun bir kesiminin bu hareketten korktuklarını dile getirmesini öğrenmesiyle birlikte fikirlerine katılmasa da herkesi dinlemek, anlayabilmek isteyen ve bu bağlamda onlara ulaşabilmek için iletişimin şart olduğunu düşünen bir kişi haline gelmiştir.
Kendisinin salt kabuğuna kapalı ulusalcı zihniyetten olmadığını Kürt sorununu inkâr etmemesinden ve Türkiye’nin en büyük probleminin bu sorun olduğunu dile getirmesinden anladık. Bu bağlamda, özellikle Selahattin Demirtaş ile olan görüşmesinin nasıl geliştiği ve neler konuşulduğuna dair meraklıydık. Bu görüşmede konuşulanların kayda değer ve umut verici olduğunu ancak kendisinin içeriği anlatamayacağını, herhangi bir siyasinin sözcüsü olmadığını aktardı. Selahattin Demirtaş’ın bunları çıkacağı ilk duruşmada anlatacağını aktardı. Görüşmenin sonunda içeriğe dair ufak da olsa bir bilgi çıtlattı off the record olarak. Ne olduğunu aktaramayız ona verdiğimiz söz gereği ancak vatansever insanları kaygılandıracak bir şey olmadığını bilakis bu insanların, sorunun çözüleceğine dair umutlarını diri tutmalarını sağlayacak bir gelişme olduğunu aktarabiliriz.
Son olarak radyoaktif maddelere maruz kalması sebebiyle yoğun bir tedavi sürecininin ardından sağlığına kavuşan kendisine sağlık ve umut dolu günler diliyoruz. Şu sözlere; “Kollarımı iki yana açtığımda küflü duvarlarına dokunabildiğim bir hücreden zehirlenerek çıktım. O günlerde de umudum vardı, çıktığımda umudum katlandı ama şimdi umudum çok çok daha fazla. İnsan ölür umut ondan sonra ölür.” sahip biri olarak kendi mücadelesinde ve toplumun hak arayışında başarısız olmasını beklemek hata olur.